Anlıyorum ki bana artık merhem yok. En keyifli anların sonrası bile kocaman bir boşluk. İyileşemeyen bir ruh, ezildikçe kırıkları unufak olan bir kalp... Ne zormuş.
Tatsız tuzsuz bir hayat...
Hep eksik.
16 Kasım 2016 Çarşamba
3 Kasım 2016 Perşembe
Kalp Kanaması
Kırıldım, kırıldım, kırıldım, kırıldım... Bütün kırıkları kalbime batırdım.
Yutmak suretiyle...
Yutmak suretiyle...
4 Eylül 2016 Pazar
sen öyle çağırmasan...
"Birine altı çizili kitaplarınızı vermek, yaralarınızı emanet etmektir bir bakıma."
- Nazan Bekiroğlu
Nar Ağacı'ndan sayfalar...
Etiketler:
nar ağacı
,
nazan bekiroğlu
,
sen öyle çağırmasan ben böyle gelmezdim
3 Temmuz 2016 Pazar
Huzur
O bütün bunlardan habersiz. Ama ben içime sığdıramıyorum sevgimi. Bir insanın ruhunu sevmek nasıl sihirli bir şey... Önce o eşsiz ruhuna bir bağlılık duyuyor sonra tüm varlığıyla kalbine basıyorsun, kusurları dahil. Şefkat dolu benim sevgim. Ona bakınca içimi kaplayan sevinç, başkasına bağlı bir kalbe kurduğum salıncak oysa... -nefesim kesiliyor gidip geldikçe... ya ipler kopar da kendimi yerde buluverirsem?- Ama masumum. Ben sahipsiz bir bahçedeydim, tel örgülerle çevrilirken etrafım... Ona tüm sükunetimle sarılma arzum masum...
17 Mayıs 2016 Salı
Şişhane
Ben birine onu sevdiğimi söyledim. Ertesi gün şehrin nüfusu ikiye indi. Biri ben, diğeri aynı histe buluşamadığım, O. Durakları karıştırmış olabilirdik ya da duracağımız zamanı... Sonrası, iki kişilik bir şehirde yalnızlık.
21 Nisan 2016 Perşembe
dün gece
Yan yana getirilmesi yasaklı tüm kelimeler yerine ikame sözcüklerden kombinasyonlar yaptım. Muadili olamadı. Kelimeleri eğip bükmekle söylemek istediğini söylemiş olmazmışsın, anladım. Ve hiç söylemezsen, olmamış sayılır. Gülüşüm havada kalınca, "bana gülümsemeyenlere gülümsemeyeceğim artık" dedim de aslında hiç yapamadım. Hatrımı sormayana "nasılsın?" demekten vazgeçmeyi düşündüğümde içim aynı yerden sızlayınca, tanıdım. Çocuk muyum? Değilim aynadaki suretimde ve aynı aynada aksimden bana bakan gözler parlak bir ışığın nasıl keskin bir kırığa dönüşebildiğini iyi biliyor. Gözlerime kırıklar batıyor.
13 Ocak 2016 Çarşamba
kağıttan güller yapıyorum beni bekleme...
bir şey hissettim, çokça vazgeçmişken...
birkaç saat önce dedim ki: "bugün hiç aklıma gelmedi." üstelik hiçbir gün bunun hesabını tutmadım ben. durup dururken. sıkıldı içim, daraldı ruhum, sıyrılıp çıkmak istedi kendine dar gelen hislerden. hislerin fermuarı patladı. midem bulanmaya başladı, bir yangın eşlik etti ona. telefonumla oynamaya başladım. "bir yıl önce" dedi fotoğraf arşivi, "sürpriiiiz". tarih on iki ocak iki bin on beş, yan yana iki tane ben, biri gülümsüyor, öteki numaradan surat asıp dudak bükmüş. az makyajlı, çok mutlu. sonra demiş ki: ya hiç gelme ya da bir daha hiç gitme. aferin google'a, ne güzel anı tazeleme uygulaması yapmış. balkonun kapısını açtım, hala devam eden yağmura baktım, nefes aldım, dumanımı savurdum, külleri dökemeden girdim içeri.
masama geçtim.
beynim, duruma en uygun sözcükleri çağırmakta ustadır. eline su dökemem. seçti şiirden olma bir şarkı, korkulu düşlerimin kıyısında, bastı play tuşuna.
al mavilerini git ben bu denizi batıracağım hemen.
ilk kriz böyle geçti.
_____
ve SON*
ra
ben içimi bir aşkla yıkadım.
___
*aylar sonra gelen
Kaydol:
Yorumlar
(
Atom
)